25 Ağustos 2009 Salı

Sus be çocuk...

Her zaman bulunduğun yerde olamıyorsun. Farklı çağrışımlar, farklı insanlar alıp götürüyor seni de bulunduğu yere,hissetmiyorsun bile. Kelimenin her harfi aynı telafuzla ağızdan çıksa da, sen farklı anlamlar yüklüyorsun her birine. Gördüğün en ufak şeyler, kalbindeki mercek sayesinde büyüyor çercevede... Bazen senle konuşanları, söylenen kelimeleri duymuyor, içindeki "piç" ile muhabbeti koyulaştırıyorsun.

İlk bakışta kendini soyutlama olarak görünen bu durum, aslında tam tersi; kendimi tamamlama, somutlanmam. Belki de odak noktamın kayması bunlara neden. Birşeyler eksik gibi görünse de resmin renklerinde, olay içeride farklı gelişiyor. Dağdan inerken topladığım karlarla çığ olup büyüyorum. Ve güneş değil beni eritecek; ben çok farklı bir yöne ilerliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder